Welcome To Art
  Annem Beni SEVSİN !!!
 

LÜTFEN YAZI HAKKINDAKİ YORUMLARINIZI EKLEYİN !!!



“ANNEM BENİ SEVSİN”

 

         Okulun “Eleştiri ve Dilek” kutularını çoktandır açmamıştım. Hizmetli dolu dolu iki poşetle gelince, işlerimin yoğunluğuna rağmen eğri büğrü kâğıt parçalarını açıp açıp okumaya başladım. Yazılanların çoğunu yadırgamadım. Bazı öğretmenlerden, öğrencilerden ve derslerden şikâyetlerin yanında, olacak veya olmayacak istekler uzayıp gidiyordu. Gereğini yapmak veya ilgilisine iletilmek üzere kısa kısa notlar alıyordum. Bir ara açmış olduğum bir kâğıt parçası beni zınk diye durdurdu. Kurşun kalemle yazılmış üç kelime: Annem beni sevsin…

Daha ilk anda sarsılmıştım. Diğer kâğıtları okumayı bıraktım, başka bir şey de yapmadım, yapamadım. Sanki bir yerlerime bir çivi sokulmuştu ve buruluyordu. İnce bir sızı, gittikçe büyüyen bir acıya dönüşüyordu. Çoktandır akıtamadığım gözyaşlarım bunu bir fırsat mı bilmişti yoksa kim olsa onu da aynı şekilde etkiler miydi, bilmiyorum. Günlerce çıkmadı aklımdan. Konuştuğum hemen herkese bir fırsatını bulup anlattım. Ve üzerinde düşündüm.

Kâğıdın çıktığı kutunun bulunduğu blokta 2.3.6 ve 7. sınıf öğrencilerinin derslikleri vardı. Onlardan biri olmalıydı. Ama hangisi olduğunu tespit etmek mümkün değildi. Kız mı, oğlan mı olduğu da belli değildi. Yazının orijinal hiçbir özelliği de yoktu ki yazanını arayıp bulalım.

Bir çocuk, dilek kutusunu, dilek ağacı gibi değerlendirmişti. Okul idaresinden veya öğretmenlerden bir şey istemiyordu. Muhatabı olsa olsa Allah’tı. Ondan, kendisini sevmediğine inandığı annesinin sevgisini istiyordu. Adeta dua ediyor, yalvarıyordu. Anne yerine baba da diyebilirdi. Ne kadar masum, ne kadar haklı bir istekti.

Acaba gerçekten sevmiyor muydu annesi? Belki birçok annenin yaptığı gibi, sırf onu etkilemek veya cezalandırmak için “seni sevmiyorum” demişti annesi, yani öylesine, hiç düşünmeden. Belki hareketlerinden ve tavırlarından çocuk bu sonucu çıkarmıştı. Belki daha başka bir şey… Ne olursa olsun, küçük bir çocuk, en çok ihtiyaç duyduğu bir yaşta annesinin kendisini sevmediği kanaatine varmıştı?

Bir çocuk için ne kadar korkunç bir durumda bu.

Aslında Allah, her annenin/babanın kalbine evlat sevgisini yerleştirmiştir. Sadece insanların değil, hayvanların bile. Ancak, bazı anne ve babaların, kendilerinde var olan bu potansiyeli körelttiklerini görüyoruz, duyuyoruz.

“Canavar anne veya canavar baba” nitelemesi ile gazetelerin üçüncü sayfalarında, televizyon haberlerinin arka sıralarında yer verdiği, sayısı gittikçe artan, artık kanıksadığımız ama aslında çok düşünmemiz gereken nice facialar var.

Davranış bozukluğu olan öğrencilerimizin hemen hepsinin sorunlu ailelerden geldiğini bizzat biliyorum. Anne/babadan biri veya her ikisi ya ölmüş, ya boşanmış, ya terk etmiş, ya aşırı dayak atıyor, ya hiç ilgilenmiyor ve ihtiyaçlarını karşılamıyor, ya hasta, ya şu ya bu. Hemen hepsinin arka planında bu ve buna benzer bir aile dramı söz konusu.

İşte bu dramlar, o çocukların hayatını da dramatik hale getiriyor. Bir kısmı, ailelerinden göremedikleri ilgi ve sevgiyi, başka yerlerde arıyorlar. Sokağa düşmelerinin, suç örgütlerine katılmalarının sebebi belki de bu arayış. Bir kısmı, anne/babasının sıcaklığını, çete reisinde veya sarılarak yattığı köpeklerde arıyor. Bir kısmı sigaranın, balinin, tinerin yalancı ve öldürücü nefeslerinde unutmaya çalışıyor, annesizliğini, babasızlığını.

Anne veya babası olanların hepsi de yeterince şanslı değil. Kapitalizmin kazanmaya ve tüketmeye endeksli girdabında kendini kaybeden veya para, şöhret, rahat peşinde sürüklenen ama bir türlü tatmin olmayan veya kendisi de ilgi ve sevgi görmediği için sevmesini bilmeyen veya kendisinin ve çocuklarının biyolojik varlığını sürdürebilmek uğruna insani diğer yanlarını yitiren o kadar çok anne/baba var ki! Çocukları nazarında onların varlığı pek bir şey ifade etmiyor. Onlar da anne ve babasızlarla aynı kaderi paylaşıyorlar.

Daha ötesi de var. Babasının tecavüz ettiği, abisinin para karşılığı pazarladığı kız ve erkek çocukları getirin gözünüzün önüne. Veya, annesi veya kardeşleri kendisini okula veya sokağa gönderip eve erkek alan çocukların psikolojisini düşünün. O anne veya babalar, istedikleri kadar seni seviyorum desinler çocuklarına, ne önemi var?

Bazı babalar, mafya babaların yanında daha korkunç olabiliyor. Bazı annelerin yanında da, gerçek canavarlar daha masum.

Ama bütün bu gerçekler “annem beni sevsin” diyen yavrunun derdine deva olmaya yetmiyor.


Mehmet SARMIŞ
Şair Nabi İ.Ö.O Müdürü
ŞANLIURFA

 
  Site Bugün 30 ziyaretçi (32 klik) Tarafından İzlendi Copyright © Özgür KIZILKAYA



 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol